Otelin mimarisi çok güzel. Temizliği gayet iyiydi. Bizim için harika bir deneyimdi böyle bir yerde konaklamak. Her zaman böyle farklı konseptte otel denk gelmiyor. Otelin mimarisi haricinde konumu da harika hemen solunda Atatürk evi, yüz metre sağında Ali Rıza Efendi Kültür Evi, karşısında Yayla Parkı (akşam oturup bir çay kahve içmeyi eksik etmeyin 90 lı yılların çay bahçeleri havasında pek böyle yer kalmadı artık)Fakat otelin ufak tefek birkaç eksiği var. Birincisi otelin tarihi özelliği gereği doğal olarak karşıladığım gıcırdama ve ses yalıtım sorunu var ama dediğim gibi bu normal. Klima yok. Bu da büyük ihtimal yine otelin durumundan ötürü. Bazı odalar direkt bir metre ötedeki duvara bakıyor. Banyolarda askılık vs. yok. Kahvaltı yeterli ama biraz daha iyi olmalı. Örneğin biz kahvaltıya indiğimizde kahve makinasının suyu bitmişti söylediğimizde dolduramayacaklarını söylediler. Bir de otelin arkasındaki otoparkın düzenlenmesi gerekiyor. Etrafa bırakabiliyorsunuz tabi ama tanımadığınız yerde insan bir tedirgin oluyor aracı sokağa bırakınca. Bu arada otelin lobisinde bildiğin kuyu var 🙂
Kırklareli’nin en güzel bölgesi denilebilecek Yayla Mahallesi’nde bulunan eski Rum okulu restore edilerek bu güzel otele dönüştürülmüş. Odalar, büyük küçük fark etmeksizin çok ferah çünkü tavanlar çok yüksek ve dekorasyon abartısız. Konum itibariyle birçok güzel mekana yakın ve sosyal/kültürel aktiviteler konusunda bu büyük bir artı. Şirket organizasyonu için 12 kişi konakladık ve çok memnun kaldık. Kırklareli’nde konaklamak isteyenler tavsiye edebileceğim bir yer.Olumsuz olarak belirtebileceğim tek nokta, otelin zemini ve kapıları ahşap olduğu için gece geç saatlerde uykuların ayak sesleriyle ve yüksek sesli konuşmalarla bölünebiliyor olması. Bu konuda otelin yapabileceği tek şey uyarıları artırmak olabilir, konaklayan kişilerin de bu bilinçte olması ve kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde davranmaya özen göstermesi gerekiyor.Yeniden tercih edebileceğim bir otel. Selin Hanım başta olmak üzere herkese, her şey için çok teşekkürler.
Binası ve konumu güzel. Odaları geniş ve ferah. Ahşap ve taş iki ayrı bina var. Ahşap binada 2 gece kaldık. İnsan bir müzede kaldığını hissediyor. Kahvaltının ve kahvaltı yapılan alanın ise geliştirilmesi gerekiyor. Bu sınıf oteller için iyi bir kahvaltının şart olduğunu düşünüyorum. Süt, yoğurt, meyve, meyve suyu, kuruyemiş gibi şeylerin olmamasını çok yadırgadım. Mama sandalyesi istedik olmadığını söylediler. Odalarda temizlik konusunda büyük bir sorun yok. Ama detaylı temizlik yapılmadığı anlaşılıyor. Mesela pencereler oldukça kirliydi. Store perdeleri açınca ciddi bir toz bulutu yükseldi. Ayrıca otel biraz bakımsız gibi geldi. Elden geçirilmesi gereken yerler var. Banyoda eskiden askılık olduğu anlaşılıyor. Sanırım kırılmış ve bir daha yapılmamış. Sadece izi vardı. Sifon bozuktu. Her kullandıktan sonra kapatmak gerekti. Otel tercih edilebilir fakat biraz araştırınca yarı fiyatına benzer hizmet alabileceğiniz yerler bulunabilir.
Emirhan SAVRAN
17 Kasım 2022 de 04:10Otelin mimarisi çok güzel. Temizliği gayet iyiydi. Bizim için harika bir deneyimdi böyle bir yerde konaklamak. Her zaman böyle farklı konseptte otel denk gelmiyor. Otelin mimarisi haricinde konumu da harika hemen solunda Atatürk evi, yüz metre sağında Ali Rıza Efendi Kültür Evi, karşısında Yayla Parkı (akşam oturup bir çay kahve içmeyi eksik etmeyin 90 lı yılların çay bahçeleri havasında pek böyle yer kalmadı artık)Fakat otelin ufak tefek birkaç eksiği var. Birincisi otelin tarihi özelliği gereği doğal olarak karşıladığım gıcırdama ve ses yalıtım sorunu var ama dediğim gibi bu normal. Klima yok. Bu da büyük ihtimal yine otelin durumundan ötürü. Bazı odalar direkt bir metre ötedeki duvara bakıyor. Banyolarda askılık vs. yok. Kahvaltı yeterli ama biraz daha iyi olmalı. Örneğin biz kahvaltıya indiğimizde kahve makinasının suyu bitmişti söylediğimizde dolduramayacaklarını söylediler. Bir de otelin arkasındaki otoparkın düzenlenmesi gerekiyor. Etrafa bırakabiliyorsunuz tabi ama tanımadığınız yerde insan bir tedirgin oluyor aracı sokağa bırakınca. Bu arada otelin lobisinde bildiğin kuyu var 🙂
Metehan Durmuş
3 Aralık 2022 de 21:48Kırklareli’nin en güzel bölgesi denilebilecek Yayla Mahallesi’nde bulunan eski Rum okulu restore edilerek bu güzel otele dönüştürülmüş. Odalar, büyük küçük fark etmeksizin çok ferah çünkü tavanlar çok yüksek ve dekorasyon abartısız. Konum itibariyle birçok güzel mekana yakın ve sosyal/kültürel aktiviteler konusunda bu büyük bir artı. Şirket organizasyonu için 12 kişi konakladık ve çok memnun kaldık. Kırklareli’nde konaklamak isteyenler tavsiye edebileceğim bir yer.Olumsuz olarak belirtebileceğim tek nokta, otelin zemini ve kapıları ahşap olduğu için gece geç saatlerde uykuların ayak sesleriyle ve yüksek sesli konuşmalarla bölünebiliyor olması. Bu konuda otelin yapabileceği tek şey uyarıları artırmak olabilir, konaklayan kişilerin de bu bilinçte olması ve kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde davranmaya özen göstermesi gerekiyor.Yeniden tercih edebileceğim bir otel. Selin Hanım başta olmak üzere herkese, her şey için çok teşekkürler.
MUSTAFA TUNÇ
12 Aralık 2022 de 02:32Binası ve konumu güzel. Odaları geniş ve ferah. Ahşap ve taş iki ayrı bina var. Ahşap binada 2 gece kaldık. İnsan bir müzede kaldığını hissediyor. Kahvaltının ve kahvaltı yapılan alanın ise geliştirilmesi gerekiyor. Bu sınıf oteller için iyi bir kahvaltının şart olduğunu düşünüyorum. Süt, yoğurt, meyve, meyve suyu, kuruyemiş gibi şeylerin olmamasını çok yadırgadım. Mama sandalyesi istedik olmadığını söylediler. Odalarda temizlik konusunda büyük bir sorun yok. Ama detaylı temizlik yapılmadığı anlaşılıyor. Mesela pencereler oldukça kirliydi. Store perdeleri açınca ciddi bir toz bulutu yükseldi. Ayrıca otel biraz bakımsız gibi geldi. Elden geçirilmesi gereken yerler var. Banyoda eskiden askılık olduğu anlaşılıyor. Sanırım kırılmış ve bir daha yapılmamış. Sadece izi vardı. Sifon bozuktu. Her kullandıktan sonra kapatmak gerekti. Otel tercih edilebilir fakat biraz araştırınca yarı fiyatına benzer hizmet alabileceğiniz yerler bulunabilir.